loading.gif
mobile-banner-bg

“Terörsüz Türkiye’yi yakın zamanda sağlam bir temelde yükselteceğiz”

“Terörsüz Türkiye’yi yakın zamanda sağlam bir temelde yükselteceğiz”
24 Mayıs 2025 - Cumartesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul Programı'na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul Programı’nda yaptığı konuşmada, “Eserlerimizle, hizmetlerimizle, projelerimizle bu gençliğin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bugüne kadarki en büyük eserimizi, yani Terörsüz Türkiye’yi inşallah yakın zamanda çok sağlam bir temel üzerinde yükselteceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfınca, Atatürk Kültür Merkezi'nde 4'üncüsü düzenlenen "Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul" programında yaptığı konuşmada, yedi tepe üstünde zamanın gergef işlediği, denizle toprağın visale erdiği, gecesi sünbül, Türkçesi bülbül kokan İstanbul'da, "Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul" sergisinde İstanbul sevdalısı dostlarıyla bir arada olmanın memnuniyetini yaşadığını söyledi.

Bütün ilçeleri, tüm semtleri, sokakları, caddeleri, tepeleri, minare ve kubbeleriyle göz bebeği İstanbul'u muhabbetle selamladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un tüm sakinlerine, tüm İstanbullu kardeşlerine, hemşehrilerinin her birine en derin saygılarını sunduğunu, özellikle de katılımcıların şahsında İstanbul'un bu müstesna kubbesinin altında, Türkiye'nin ve kültür coğrafyalarının dört bir yanındakilere ve kalbi kendileriyle atan gönüldaşlarının her birine selamlarını, sevgilerini gönderdiğini belirtti.

Necip Fazıl Kısakürek'in aziz hatırasına dört elle sarılarak bu kapsamlı sergiyi hayata geçiren Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfının tüm mensuplarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile ekibine, Halkbank ve Türk Telekom ailelerine, sergide emeği geçen herkese şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu önemli etkinliğin Türkiye'nin kültür sanat camiası, ilim, fikir ve edebiyat dünyası için hayırlara vesile olmasını temenni ettiğini belirterek, "Üstadın yalnızca şahsi hatırasını değil, fikri ve edebi külliyatı ile dava şuurunu da tüm ihtişamıyla bugünlere taşıyan vakfımızın her bir mensubunu tebrik ediyorum" dedi.

Yarın Necip Fazıl Kısakürek'in 42'nci ölüm yıl dönümünü idrak edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vefatının üzerinden 42 sene geçmesine rağmen eserleriyle, fikirleriyle, ufku ve mücadele azmiyle bugün bile kitlelere tesir eden, yön veren, yol gösteren üstat Necip Fazıl'ı bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. 2023'te ebediyete uğurladığımız ve bu kıymetli serginin ilk tohumlarını eken Mehmet Kısakürek'e de Cenabıallah'tan rahmet niyaz ediyorum. Mevla, hem Üstadımızın hem de mahdumlarının kabirlerini pür nur, mekânlarını inşallah cennet eylesin diyorum" diye konuştu.

"İSTANBUL, BİNLERCE YILLIK MEDENİYETİMİZİN KÖKLERİNİ İÇİNDE BARINDIRAN MUHTEŞEM VE MUAZZAM BİR ÇINARDIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul gibi tarihiyle, kültürüyle, eşsiz tabii güzellikleriyle göz bebekleri olan nadide bir şehirde yaşamanın bahtiyarlığı içinde olduklarını vurgulayarak şunları ifade etti: "İstanbul, binlerce yıllık medeniyetimizin köklerini içinde barındıran muhteşem ve muazzam bir çınardır. İstanbul ile ne kadar iftihar etsek azdır. Böyle kadim bir şehrin sakini, hizmetkârı olmaktan şeref duyuyoruz. İstanbul'u farklı yönleriyle anlatan her çalışmayı takdirle karşılıyoruz. 'Canım İstanbul'... Böyle bir sergiyi gerek teknik imkânları gerekse muhtevası bakımından son derece başarılı bulduğumu burada özellikle ifade etmek istiyorum. Yapay zekâ ve ses klonlama gibi pek çok dijital yeniliğin kullanıldığı sergiyle bir yandan Üstadın mısraları eşliğinde tarihî İstanbul manzaraları seyredilirken, diğer yandan maziye yakinen şahitlik edilecek."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sergiyi ziyaret eden vatandaşların hem Necip Fazıl Kısakürek hem de Mehmet Kısakürek'in hatıralarını ileri teknolojinin sunduğu imkânlarla kendi seslerinden dinleyebileceklerini, Kısakürek'e yöneltecekleri soruların yine Kısakürek'in kendi sesi ve kendine has üslubuyla cevaplanacağını söyledi.

Konuşmasında Kısakürek'in, "Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar, onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar." dizelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mısraları İstanbul'a, zihnimize, kalbimize nakşeden Üstadın ve kıymetli oğullarının ruhu inşallah bu sergiyle bir kez daha şad-kam olacak diye ümit ediyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, etkinlikte emeği geçenlere şükranlarını sunarak sürdürdüğü konuşmasında, "Şu gerçeği evvela sizlerle paylaşmak arzusundayım. Milletlerin kıymeti, zenginliği, derinliği, tarih ve medeniyete yaptıkları katkılar kadar sinesinden çıkardıkları yazarlarla, şairlerle, ilim ve tefekkür insanlarıyla mizana vurulur. Eserleriyle, düşünceleriyle, geleceğe bıraktıkları izlerle bu insanlar, aynı zamanda 'necip olma' hasletini yani asaleti de bünyelerinde taşır. Bu bakımdan asalet, yalnızca milletlere has bir vasıf değildir" ifadelerini kullandı.

Fikrin ve şahsiyetin de bir asaleti olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "İşte 'Necip' ismiyle müsemma olan Üstat, bu asilliğin, bu yüksek fikri mertebenin en mümtaz amillerinden biridir. O, sindirilmiş, ürkütülmüş, bastırılmış, bilhassa tek parti döneminde faşizmin her türlüsüne muhatap olmuş bir milletin kendisine gelmesini, asaletini tekrar hatırlamasını, yeniden öz güven kazanmasını sağlamıştır. Merhum Necip Fazıl, şiirleriyle, nesirleriyle, tekmil eserleriyle daima ötelerin, ferdaların, bir anlamda Sidretü'l-müntehanın peşinde olmuştur. Üstadın sezişi, duyuşu, hissiyatı ve meselelere hâkimiyeti onu muasır ve muarızlarından hep farklı kılmıştır. Zekâsının keskinliğini, sözünün sarahatini kalemiyle, kelamıyla, dava ve iddiasıyla ortaya koydu. Şiirlerinde zaman ve mekânı, eşya ve insanla terkip etti, mistik bir ürpertiyle birleştirdi. Ferdi ve toplumu birbirinden hiçbir zaman ayırmadı."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl'ın İstanbul'a bakışına ilişkin değerlendirmede bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üstadın nazarında cemiyetin rüyası olan şiir, duygu ve düşüncenin biri ötekini boğmadan, gölgede bırakmadan uyum içinde bir araya getirdiği sanatın adıydı. O ince olduğu kadar rafine, girift olduğu kadar naif bir dille geçmişi omuzlayıp geleceğe seslendi. Bu nokta-i nazar, Üstadın İstanbul'a bakışını da etkilemiştir. Kendisine Sultanu'ş Şuara ünvanının verildiği toplantıda tam 45 yıl önce şu cümleleri kurmuştur; 'Yunus Emre'de mavera-i hasret, Fuzuli'de beşeri rikkat, Baki'de sultani haşmet, Nefi'de hamasi belagat, Nedim'de garami hassasiyet, Şeyh Galip'de bedii zarafet ve hepsinde, teker teker bu kıymetlerin hepsi, bunlar alaca karanlıkta İstanbul'a bakarken kubbe ve minare şeklindeki silüetlerini gördüğümüz devlerdir. Metafizik temel üstünde fizik, plastik ve ideolojik nakışlarını abideleştirmiş bir devlet-i ebet müddetin edebiyattaki işaretçileridir.'"

"Ona göre eser vermenin ilk şartı fikrin çilesini çekmekti. Çileye talip olmadan sahil-i selamete varılamaz, nefsin hırslarına gem vurulamaz, insanın anlam arayışı nihayet bulamazdı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Üstadın son nefesine kadar hep bunun kavgasını verdiğini, çilenin tıpkı mücadele gibi hayatından hiç eksik olmadığını dile getirdi.

"NECİP FAZIL'IN YETİŞMESİ İÇİN ÖMRÜNÜ VAKFETTİĞİ GENÇLİK, ZALİME YAVUZ, MAZLUMA YUNUS OLAN ÖZGÜVEN VE VİCDAN SAHİBİ BİR GENÇLİKTİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek'in "Çile" adlı şiirindeki "Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş/ Mevsimden mevsime girdim böylece/Gördüm ki, ateşte, cımbız da yokmuş/Fikir çilesinden büyük işkence." dizelerini okuyarak, "Üstat Necip Fazıl, büyük bir şair ve mütefekkir olmanın yanı sıra büyük bir mefkûrenin mihmandarlığını, Büyük Doğu davasının sancaktarlığını yapan bir aksiyon adamıydı. Kurduğu cemiyetle Anadolu'yu adım adım gezdi. Gençlerle bir araya geldi. 'Bir iman merkezi etrafında toplananlar.' olarak tarif ettiği milletimizi ruh kökleriyle yeniden buluşturmak için ömrü boyunca çalıştı, didindi, cehdetti. Tabii bu kutlu yürüyüşte devrin kibir abidelerinin de radarına girdi" ifadelerini kullandı.

Kısakürek'in sayısız takibata uğradığını, zindanlara atıldığını, dergilerinin toplatıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakat Üstat hiçbir zaman korkmadı, yılmadı, yeise kapılmadı" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek'in, "Ön ve ard, sağ ve sol, bin yolda yol boyu bu yol. Emir: Öl, yahut ol. Ne bir harf ne kelam, Esselam, esselam" nidalarıyla istikametten bir an olsun ayrılmadığını belirterek, "Onun rahle-i tedrisinden geçen herkes, kendisinde köklü bir mazinin, yüklü bir medeniyetin, paha biçilmez bir mirasın mücevherlerini görmüştür. Onunla yoldaşlık edenler ilimle, bilgiyle, şuurla mücehhez olmuşlardır. Elbette bir dava adamı olarak Üstadın en büyük hayali, 'Kim var?' diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan 'Ben varım.' diye ortaya çıkacak bir gençliğin yetişmesiydi" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek'in yetişmesi için ömrünü vakfettiği gençliğin, zalime Yavuz, mazluma Yunus olan, öz güven ve vicdan sahibi bir gençlik olduğunu söyledi.

Üstadın çektiği çilelerin hiçbirinin boşa gitmediğini, ektiği bütün tohumların çiçek açtığını, filiz verdiğini ve meyveye durduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk milletini kökünden koparmak isteyenler rahatsız olsalar da bugün diline, dinine, millî ve manevi değerlerine sahip çıkan bir gençlik var. Bugün tarihini bilen, köklerine inen, millî kimliğini tüm veçheleriyle idrak eden bir gençlik var. Bugün geçmişten aldığı ruh ve mirası geleceğe aktarma kararlılığına sahip, cesur ve vakur bir gençlik var. Türkiye Yüzyılı'nın kilometre taşları hamdolsun işte bu gençliğin azmiyle, eserleriyle, çalışmalarıyla ve vizyonuyla tek tek yerlerine oturtuluyor" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilimden kültür ve sanata, savunma sanayinden diplomasiye, sivil toplum ve iş dünyasından siyasete, gençliğin müessir ve muteber Türkiye'nin geleceğini inşa ettiğini aktararak, "Biz de eserlerimizle, hizmetlerimizle, projelerimizle bu gençliğin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bugüne kadarki en büyük eserimizi yani Terörsüz Türkiye'yi yakın zamanda çok sağlam bir temel üzerinde yükselteceğiz. Tıpkı merhum Üstadımız gibi bu eseri de bu ülkenin gençlerine emanet edeceğiz. Huzurun, refahın, istikrarın olduğu aydınlık geleceğe hep beraber ilerleyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum" ifadelerini kullandı.

''Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul'' sergisinin hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah'tan, kendisini büyük bir tutkuyla bağlı olduğu İstanbul'a hizmet etmekten, aziz İstanbul için eser ve hizmet üretmekten alıkoymamasını dilediğini belirtti.

Necip Fazıl Kısakürek'in bir hatırasını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güzel bir hatırası var. O da hâkimin Üstada laf attığı bir anda, 'Nedir bu, devamlı seninle böyle karşı karşıya mı olacağız?' deyince Üstadın cevabı çok manidardır, 'Siz burada hancı, ben de yolcu oldukça ben bu hana daha çok uğrarım'. Bu mesele han ve yolcu meselesi. Birileri hancı, bizler de yolcu oldukça biz bu hana çok uğrarız" dedi.

Sergiyi tertip eden Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfına, destekleyen Kültür ve Turizm Bakanlığına, Halkbank ve Türk Telekom'a, ayrıca Kısakürek'in aziz hatırasını, fikir ve sanat müktesebatını yaşatan, bugünlere taşıyan herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Sizlere merhum Üstadımızın bizim de duygularımıza tercüman olan şu eşsiz mısralarıyla veda etmek istiyorum, Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar/ Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar/ İçimde tüten bir şey, hava, renk, eda iklim/ O benim zaman mekân aşıp geçmiş sevgilim/ Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur/ Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur/ Denizle toprak yalnız onda ermiş visale/ Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale/ İstanbul benim canım/ Vatanım da vatanım/ İstanbul, İstanbul."

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ''BİR ŞİİR BİR HAYAT CANIM İSTANBUL'' SERGİSİNİ GEZDİ

"Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul" sergisini de gezen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretçilere yapay zekâ destekli interaktif bir sistemle Necip Fazıl Kısakürek ile birebir sohbet etme imkânı sunan sistemi denedi.

Kısakürek'in sergide izlenime sunulan kişisel eşyasını inceleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek'in oğlu Osman Kısakürek'ten bilgi aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek'in makinesinden çıkan İstanbul fotoğraflarını da inceledi.